Es Şekûr

Es Şekûr

Es Selâm

Eş Şehîd

Zûl Celalî Vel İkrâm

Zûl Celalî Vel İkrâm

Es Selam




Es Selâm:  

Tüm sıkıntı ve dertlerden uzak huzur halini Yaratan. Tüm sıkıntılardan kurtarandır Allah. (azze ve celle)
Her çeşit ârıza ve hâdiselerden sâlim kalan; Cennet'teki bahtiyar kullarına selâm edendir.
Bu ism-i şerif, Kuddûs ismi ile yakın bir mânâ ifade etmekte ise de Selâm ismi, daha ziyade geleceğe aittir. Yani, Cenâb-ı Hakk'ın gerek zâtı, gerek sıfatı ileride en ufak bir değişikliğe, bir zaafa uğramaktan münezzehtir. O, ezelde nasılsa ebed de de öyledir.
Allah, (azze ve celle) her türlü eminliğin, salimliğin aslı olup, ayıptan kusurdan ve her çeşit eksikliklerden uzak olan yüce yaratıcı anlamındadır. Allah, (azze ve celle) yok olmaktan ve hatıra gelen her türlü eksikliklerden uzaktır. Buna göre dünyadan ve ahiretten emin olmak isteyenleri ve kurtuluşa ermek dileğinde bulunanları, kurtuluşa erdirecek olan da yalnız Allah'tır. (azze ve celle)
 Allah (azze ve celle) kullarını selam Adıyla her türlü tehlikeden selâmete çıkarandır.
                                    *****
“ O, Kendisinden başka ilah olmayan Allah’tır. Hükümdâr’dır. Mukaddestir; Selâmdır; güvenlik Verendir; gözetip koruyandır; daima Galib; istediğini yaptıran ve büyüklükte eşi olmayandır. Allah, onların ortak koştukları şeylerden münezzehtir.” (el-Haşr Suresi 23. Âyet Meali)

                                               *****
Ey her türlü kusurdan münezzeh olan Allah’ım!
Ey her türlü sıkıntıdan kullarını selâmete çıkaran Allah’ım!
Ey Hükümdar!
Ey Mukaddes!
Ey Selâm!
Ey Allah!
                                               *****
Selâmına muhtacız Ya Rab!
Her zamankinden daha çok muhtacız Selâmına!
Selâm Adınla selamla bizi!
Selâm Adınla bizi kötülüklerden koru!
                                              ****
Selim bir kalp ver bize Allah’ım!
Yalnız Sana teslim olsun kalplerimiz!
İçinde Senden başka hiçbir şey barınmasın!
Seninle sâlim olur sâlim olan!
Kurtuluşa Seninle erer kulların ancak!
Kurtuluş yalnız Sendendir ey Selâm!
Selâmınla kurtuluşa erenlerden eyle bizi!
                                              *****
“Rableri Katında onlara Daru’s Selâm (Cennet) vardır. Ve işledikleri iyi ameller sebebiyle O, onların dostudur.” (Enâm Suresi 127. Âyet Meali)

Daru’s Selâm’a ulaştır bizi Rabb’im!
Bizi Cennetine ulaştır!
Cennetine lâyık olacak ameller yapmamızı nasip et hepimize!
Seâmınla selâmete erenlerden eyle bizi!
Cennet ehlinin selâmlaşmasına ortak et bizi Rabb’im!
Bizim dostumuz Sen ol!
                                                *****
Hiçbir noksanın yoktur Senin Allah’ım!
Varlığının sonu yoktur!
Sen Ezelsin!
Sen Ebedsin!
Selâm Sensin!
Bizi korktuklarımızdan emin kılan Sensin!
Korktuklarımızdan emin kıl bizi Allah’ım!
Elimizden dilimizden insanları emin kıl!
Bizi selâmete eriştir Selâm Adınla!
                                              *****
“Buna karşılık, elçiler şöyle demişlerdi. Allah’ın işine mi şaşıyorsunuz? Ey ev halkı! Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinizedir. O, hamdolunmaya lâyıktır; hayır ve ihsan sahibidir. “ ( Hûd Suresi 73. Âyet Meali)

Rahmetini ve bereketini esirgeme üzerimizden Allah’ım!
Selâm Adınla koru bizi kötülüklerden!
Şeytana uymaktan, şerden,
Kötülükten ve şirkten,
Selâm Adınla koru bizi Allah’ım!
                                               *****
Resulullah (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki;  Allahü Teâlâya yemin ederim ki, mümin olmadıkça Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de mümin olamazsınız. Size Bildireceğim şu amelle birbirinizi seversiniz ancak: Aranızda selamı yayınız!
Resulullah (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki;
Abdeste devam et ve güzel abdest al ki, ömrün uzasın. Karşılaştığın herkese selam ver ki, hasenatın çoğalsın! Evine girince, ev halkına selam ver ki, evin iyiliği ve bereketi artsın!

Adımızı müminlerle yazsın Meleklerin!
Bizi selâmını yayanlardan eyle Yâ Rab!
Selâmınla hasenatını çoğaltanlardan eyle bizi!
Selâmınla artır bizim bereketimizi!
Senin Selâmınla selâmlaşanlardan olmamızı nasip et!
Selâmınla al bizi Cennetine Ya Rab!
Cennette de bizi müjdenle Selâmla!

                                                       *****

” Ey Allah’ım! Sen Selâmsın ve Selâm Sendendir. Sen yücesin. Ey Celal ve İkram Sahibi”
                                                       ****
Kalbim ağlayarak şifa bulsa bugün.
Bugün, hoş kokulu otlarla süslü bir bahçeden;
Ilık bir meltem esse;
Ilık bir meltem esse Doğudan bugün!
Bugün bildiğim bütün kelimeler;
Rahmet yağmurlarıyla yıkansa!         
Ve Senin mübarek Kelimelerinle konuşsam artık!
Artık bütün sözlerim Selâm olsa!
Ve son nefesimi verirken Allah’ım;
Mübarek Kelimelerinle bana
Rahmet kapılarını açsan!
Ve o gün geldiğinde ben,
Senin mübarek Selâmınla gelsem Yanına!
Cennetinde de Rabb’im;
Beni mübarek Selâmınla Selâmlasan!

Âmin! Âmin! Âmin!
V’el hamdülillahi Rabb’il Âlemin!
                    

“Subhânallahi ve’l Hamdu lillahi”
 “Lâ ilahe illallahu vallahu ekber”
“Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah”

Eş Şehid


Şehîd: 

Allah (azze ve celle) insanların orada bulunmadıkça bilemedikleri şeyleri Bilen, Gören ve haberdar Olandır. 
Allah (azze ve celle) Şehîd’dir; kendisine şahitlik yapılandır. Şahadet kelimesiyle kullar, O’nun bir olduğuna şahitlik etmekte, böylece Kendisine ibadet etmeyi kabul ettiklerini göstermiş olmaktadırlar.
Allah’ın şahîd olmadığı hiçbir şey yoktur.
Meydana gelen her şey İlahi plânda gözlenmekte, izlenmekte ve asla unutulmamaktadır. Her şeye şahîd Olan Allah’ın (azze ve celle)  Şahîdliği ise bu kavramı en ileri mertebede İlahi plânda mevcut ve geçerli olduğu anlamına gelir.
Büyük küçük her şey Allah’ın (azze ve celle) murakabesi altındadır. Allah’ın (azze ve celle) İlahi gözetimi dışında kalmak hiçbir şey ve hiçbir kimse için mümkün değildir.
Şehîd Allah’ın (azze ve celle) açık gizli bütün yapılanları Bilen, görülmeyenleri Gören, işitilmeyenleri İşiten, her fısıltıyı Duyan Adıdır.
Kullara düşen Allah’ın (azze ve celle) Şehîd Adının idrakinde olarak O’na isyan etmekten korkmak ve yaptığı gizli açık her günahtan sonra tevbe ederek Allah’ın (azze ve celle) bağışlayacağını ümit etmektir.
Allah (azze ve celle) gerçekten bu dünyada ve âhirette her türlü gizliliğe ve fısıltılara şahîd olan tek Varlıktır.
Şahîd olan Allah’ın (azze ve celle) Varlığının altında insan tek bir an bile yalnız değildir!
                                                         ****
“Doğrusu Allah, her şeyin üzerinde Şahîd Olandır.” (Hac Suresi 17. Âyet Meali)
                                                         ****

Ey yerin göğün Sahibi!
Ey kalplerin Sahibi!
Ey bugünün ve yarının Sahibi!
Ey her şeyi Gören!
Ey her şeyi Duyan!
Ey her şeyi Bilen!
Ey her şeye Şahit Olan!
Ey Şehîd!
Ey yoluna ram olduğum Allah!

                                      ****
“Şahîd olarak Allah yeter.”  (Nisa SSuresi 79. Âyet Meali)
                                                        
                                                        ****
Senin Bir ve Tek Olduğuna şahitlik ederim Allah’ım!
Kulun ve Resulün Muhammed Mustafa’nın (Sallallahu aleyhi ve sellem)  son Peygamber olduğuna şahitlik ederim.
İndirdiğin Kitaba bütün varlığımla şahitlik ederim Rabb’im!
İndirdiğin Kuran’ın hürmetine;
Dinini yalnız sana hasrederek yaşayanlardan eyle bizi!
Bizi yüce Kuran’ın hâdimi yap Rabb’im!
Okuduğumuz Kuran şahit olsun en dar günümüzde bize!
En dar günümüzde Sen şahit ol bize Rabb’im!
Sen ki kalbimizden geçeni de Bilen;
Sen ki fısıltılarımızı bile Duyansın!
Kalbimizi Senden özge her şeye kapat Rabb’im!
Ve aç kalbimizi Sana!
Aç kalbimizi Rabb’im Kuran’a!
Kalbimizi aç Resulullah’a! (Sallallahu aleyhi ve sellem)
Resulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) merhametiyle;
Resulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) şefkatiyle;
Resulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) imanıyla dolsun kalbimiz!
Ve Meleklerin şahit olsun buna!
Gecenin bittiği, gündüzün başladığı yerde birleşip şahitlik yapan Meleklerini
Boş gönderme hanemizden hiçbir sabah!
Her sabah şahit olsun Meleklerin Namazımıza!
Şahit olsun Meleklerin her an duamıza!
Duamıza âmin desin Meleklerin!
                                                      ****
“Hangi işi yaparsan yap Kuran’dan ne okursan oku, ne işte çalışırsan çalış, unutmayın ki, siz dalıp gitmişken, biz sizin üzerinizde şahîdiz. Ne yerde, ne de gökte zerre kadar hiçbir şey Rabbinin gözünden kaçmaz. Ne zerreden daha küçük, ne de ondan büyük!
Ancak bunların hepsi apaçık bir kitaptadır.” (Yunus Suresi 61. Âyet Meali)

                                                       ****
Seni görüyormuş gibi ibadet etmemizi nasip et bize Rabb’im!
Ki, biz seni göremesek de, Sen her an Görensin bizi!
Bütün gizlilikleri, incelikleri, sırları bilen yalnız Sensin!
Şahîd olduğun günahlarımızı affet Rabb’im Şehîd Adınla!
Sen her şeye Şahit’sin Rabb’im!
Ve ne çok günahımız var bizim!
Rabb’im!
Şimdi ağlamak vaktidir!
Kalbimizi yıkamak vaktidir şimdi.
Büyük küçük demeden bütün yaptıklarımızın okunacağı O Gün gelmeden
Tevbe etmemizi nasip et Sana!
Bağışla bizi Şehîd Adınla!
Gökte ay ve güneş durdukça;
Yıldızlar durdukça gökte
Kalbimiz Senin zikrinle şâd olsun Allah’ım!
Ve Sen Şahit ol Zikrimize Şehîd Adınla!
                                                        ****
“Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız.” Kaf Suresi 16. Âyet Meali)
                                                      ****
Ey Yüce Yaratıcı!
Ey nefsimin fısıldadıklarını bile bilen!
Ey şah damarımdan daha yakın bana!
Ey bana benden daha yakın!
Ey Şehîd!
Ey Allah!
                                                        ****
Sen ki her şeyin sahibisin!
Sen ki her şeyi gören ve Gözetensin!
Sen ki yegâne Koruyucumsun benim Rabb’im!
Dualarım şahidim olsun Dergâhında!
Sen kabul et dualarımı Rabb’im!
Günahlarımı bağışla!
Beni ateşin azabından koru!
Vicdanımdan akseden Sesin,
Susmasın son nefesime kadar!
Şah damarımdan daha yakın olan Adının hâdimi yap beni!
Beni Senin pür-ü pâk Dininin hadimi yap!
Herkesin tek tek hesaba çekileceği O Gün,
Büyük küçük demeden yaptıklarımızın sayılıp döküleceği O Gün,
Rabb’im!
Ne olur aleyhimde şahitlik yapmasın ellerim!
Dilim aleyhimde şahitlik yapmasın!
Gözlerim şahitlik yapmasın aleyhimde!
Elimi, dilimi, gözümü haramdan muhafaza eyle Rabb’im!
Merhamet kalemiyle defterleri tutan Meleklerin,
Aleyhimde şahitlik yapmasınlar ne olur!
İman ettiğim Şehîd Adının hürmetine;
Az amelime çok sevaplar veren Güzel adların hürmetine;
Beni hesap Gününde yalnız,
Hesap gününde beni ne olur Sensiz bırakma!

Âmin! Âmin! Âmin!
V’el hamdülillahi Rabbi’l âlemin!

Eş Şekur


Eş Şekûr

Kendisi için yapılan az bir amele çok sevap veren. Çok şükre lâyık olan, kendi rızası için şükredilen, şükür olarak yapılan iyi işlerin daha fazlasıyla karşılığını veren, insanlara nimetlerini artırarak şükür muamelesi yapandır. Şükür, iyiliği, iyilikle karşılamak demektir. Şükür, Allah'a (azze ve celle) karşı kulun yapması gereken vazifesidir. Şekûr aynı zamanda, az tâat karşılığında çok büyük dereceler veren, sayılı günlerde yapılan amel karşılığında âhiret âleminde sonsuz nimetler lûtfeden demektir. Bu mânaya Allah'tan (azze ve celle) başka hakikî sâhip yoktur.
                                                       ****
“…Şüphesiz Allah, şükrün karşılığını verendir, bilendir.” (Bakara Suresi 158. Âyet Meali)
                                                       ****

Ey İlk!
Ey Son!
Ey Selâm!
Ey Kudüs!
Ey Şekûr!
Ey Sensiz her şey hiç!
Ey Allah!


“Onlar, ona mihraplar, heykeller, havuzlar gibi çanaklar ve sabit kazanlardan her ne isterse yaparlardı. Çalışın ey Davud hanedanı, şükür için çalışın! Kullarım arasında şükreden azdır.” ( Sebe Suresi 13. Âyet Meali)

Sana şükretmem de Senin nimetlerindendir Allah’ım!
Nimetlerine sonsuz şükr olsun!
İyilik işleyene misliyle mükâfatlandıransın Sen Allah’ım!
İyilik yapacak güç ver bize!
Taatte devamlı olanlardan kıl bizi!
Şekûr Adınla Allah’ım!
Şükretmemizi nasip et Sana!

Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın Bana nankörlük etmeyin!” (Bakara Suresi 152. Âyet Meali)

Yalnız Seni analım bugün Allah’ım!
Bugün ve Yarattığın her yeni gün;
Kalbimiz Senin Adınla yıkansın baştanbaşa!
Şâkir Sensin Allah’ım!
Şükür Sensin!
Şekûr Adınla Allah’ım;
Verdiğin nimetlere sonsuz sayısız şükr olsun!
                                                  ****

“Hatırlayın ki Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! Diye bildirmişti." (İbrahim Suresi 7. Âyet Meali)
                                                  ****
And içtiğin Kelamınla Allah’ım!
Hiçbir noksan bulunmayan Yüce Kelamınla;
Müjdelediğin için bizi sonsuz, sayısız şükr olsun Sana!
Şükr olsun Yüce Kura’na!
Şükr olsun Resulullah’a! (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)
Şükr olsun Sana!
Şükrümüzü artır Yâ Rab!
Bizi şükredenlerden kıl!
Ateşin azabından koru bizi!
İkramınla ve Kereminle Rabb’im;
Verdiğin nimetlere ne kadar şükr etsek azdır yine!
Kelimeler yetmez nimetlerine şükretmeye!
Azı da çoğu da kabul Edensin Sen Rabb’im!
Az da olsa şükrümüz; 
Kabul et şükrümüzü Yüce Dergâhında!

                                              ****
Seni sevdiğim için şükr olsun Sana Allah’ım!
Seni sevmeyi öğrettiğin için şükr olsun Vedûd Adına !
Dilimi duaya alıştıran Adına şükr olsun Allah’ım!
Şükr olsun Lâtif Adına!
Müşkülleri çözen Adına şükr olsun Allah’ım!
Şükür olsun Fettah Adına!
Şükr olsun müjdelediğin Cennet ırmaklarına!
Nimetlerini görecek ışık verdiğin gözlerime şükr olsun!
Adını hatırlatıp her an, ferahlık veren tabiata şükr olsun Allah’ım!
Şükr olsun Musavvir Adına!
Ecel terini hatırlatan Adına şükr olsun!
Şükr olsun Âhir Adına!
Bize öğrettiğin bütün Güzel Adlarına şükr olsun Allah’ım!
Şükr olsun Esma ül Hüsna’na!
                                                ****
“Eğer Allah'a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah Şekûr'dur Halim'dir.”  (Teğabün Suresi 17. Âyet Meali)

Ey sonsuz ve sınırsız nimetlerini kullarına Bahşeden!
Ey kullarına Lütufkâr!
Ey şükredenleri Seven!
Ey Şekûr!

Bir goncayı sabah zikrederken gören dallara şükr olsun!
Şükr olsun zikrinle açılan goncaya!
Kul olanları bir avuç pula;
Ve kibrinden başı değecekmiş gibi yürüyen bulutlara;
Sefilleri kahreden Adına şükr olsun!
Şükr olsun Kahhar Adına!
Nadanlardan, zalimlerden, zorbalardan;
İntikam alan Adına şükr olsun Allah’ım!
Şükr olsun Muntakim Adına!
Canları bağrına basan toprağa şükr olsun!
Şükr olsun bağrından canlar çıkaran toprağa!
Cennetini hatırlatan esrarlı rüzgârlara şükr olsun Allah’ım!
Şükr olsun tecelli eden bütün güzel Adlarına!
                                                         ****

“(Cennette şöyle) derler:'Bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamd olsun; şüphesiz Rabbimiz, gerçekten bağışlayandır, şükrü kabul edendir.” (Fatır Suresi 34. Âyet Meali)

                                                       ****
Sensiz gamdayım!
Kalbim hasta Seni unuttuğum her an dünyada!
Gamları silen Adına şükr olsun Allah’ım!
Şükr olsun kalbime inşirah veren Yüce Kelamına!
Geceyi aydınlatan Kamer’e şükr olsun!
Şükr olsun Kameri Yaratan Adına!
Şükr olsun ‘Yükselen Şafağa”
Yükselen şafağı Yaratan Adına şükr olsun!
Şükr olsun; zeytine, incire ve bala!
Arıya ilham veren Adına şükr olsun!
Karanlık göklerin derinliğinden yağan yağmura şükr olsun Allah’ım!
Şükr olsun yağmuru Yaratan Bâri Adına!
Denizler; dağlar; yapraklar; dalgalar; kumlar adedince şükr olsun Sana!
                                            ****
Son bulutta aheste aheste kaybolacak bir gün!
Bir gün, bilmeden sabah vaktine ulaşamayacağımızı;
Son secdemizi yapacağız belki bir akşam namazında!
Şahane bir güneş veda ederken semadan;
Biz de veda edeceğiz belki o gün dünyaya!
İşte o gün Allah’ım!
İşte o gün kaldır bizi ayağa!
Hiç olmadığı kadar yürekten ve candan;
Son şükrümüzü de bütün ruhumuzla yapalım Sana!
Son yolculuğumuzu çıkarken;
Yalnız olmayacağımızı o yolda;
Söz veren Adına şükr olsun Rabb’im!
Şükr olsun, sevdiklerini karşılayacağın Selâm Adına!

RABB


RABB:

Terbiye Edendir Allah. (azze ve celle), bizi terbiye Eden ve Edecek Olan O'dur.

Allah (azze ve celle), Yaratan, Besleyen, Sahip, Büyüten, Yetiştiren, Düzelten, Sahip çıkan, ayakta Tutan ve idare Edendir Bir şey'i derece derece yükselterek, gayesi olan en mükemmele erişinceye kadar kollayan; yarattığı her şeyi olgunlaştırıp kemâle erdiren, edep Verendir Allah. (azze ve celle)

Rabb İsmi, yüce Allah'ın (azze ve celle) umumî isimlerindendir. Âlemlerin devamını sağlayan yüce Allah, (azze ve celle) onların Rabbi'dir. Allah'ın (azze ve celle) her türlü eksiklikten münezzeh olan Rubûbiyeti ve O'nun neticesi olan terbiyesi, besleyip büyütmesi olmasaydı, kâinatta ne varlıktan, ne de tekâmül'den hiçbir eser bulunmazdı. Eğer bir kemâlimiz, bir terbiyemiz, ölçülü bir şekilde doğmamız, büyümemiz, yaşamamız ve ölmemiz varsa bunlarda yüce Allah'ın (azze ve celle) Rabb Sıfatının yansımasını görmemek mümkün değildir. Bu âlemde görülen ve bilinen her şeyde Yüce Allah'ın Sıfatlarının belirtisi vardır.

"Hamd âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur." (Fatiha Suresi 2. Âyet Meali)


Ey güneşin ve ay'ın Rabbi!

Ey rüzgarın ve yağmurun Rabbi!

Ey doğunun ve batının Rabbi!

Ey gecenin ve gündüzün Rabbi!

Ey yerin, göğün ve ikisi arasındakilerin Rabbi! Ey âlemlerin Rabbi!

Ey benim Rabb'im! Ey terbiye eden! Ey edep Veren! Ey Rabb!


"O, doğunun da batının da Rabbidir. O'ndan başka ilâh yoktur. Öyleyse yalnız O'nun himayesine sığın." (Müzzemmil Suresi 9. Âyet Meali)


Bütün kâinatın Rabbi Sensin Allah'ım;

Bütün hamdlar Sanadır!

Bizi bir damla sudan Yaratan ve şekil veren Sensin Rabb'im!

Bütün hamdlar Sanadır!

Bize hayat veren; Bize ruh veren;

Bize kalp veren Sensin Rabb'im!

Sanadır bütün hamdlar!


"Rabbinin Adını an. Bütün varlığınla O'na yönel."

(Müzemmil Suresi 8. Âyet Meali)


Ey öncekilerin ve sonrakilerin Rabbi!

Ey dünyanın ve Ahiretin Rabbi!

Ey hayatın ve ölümün Rabbi!

Ey her şeyi ölçüyle Yaratan!

Ey yol Gösteren!

Ey terbiye Eden!

Ey mülkünde ortağı Olmayan!


"Rahman ve Rahim Olan Allah`ın Adıyla Yarattığı şeylerin şerrinden,

Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, Düğümlere üfüren-kadınların şerrinden, Ve kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden sabahın Rabbine sığınırım!"

(Felak Suresi)


Rabb'im, bize emanet olarak verdiğin evlatlarımızı, en güzel şekilde terbiye etmemizi nasip et!

Senin bizi koruyup gözettiğin gibi Rabb'im;

Bizim de evlatlarımızı korumamızı nasip et! Hayır için teşvik etmemizi nasip et onları! Kur'an'ı öğrenen ve öğretenlerden olmalarını nasip et Rabb'im!

Ayaklarının Senin dosdoğru yolun üzerinde sapasağlam durmasını nasip et!

İlm ehli olmalarını nasip et evlatlarımızın Rabb'im! Evlatlarımızı ve onların soyundan gelecekleri Namaz kılanlardan eyle!

Terbiye eden Adınla Rabb'im;

Onlara güzel bir ahlâk nasip eyle!

Edep nasip eyle evlatlarımıza Rabb'im!

Evlatlarımızı doğruların önderleri yap!


"Rahman ve Rahim Olan Allah`ın Adıyla

De ki: İnsanların Rabbine sığınırım.

İnsanların malikine,

İnsanların (gerçek) ilahına;

‘Sinsice, kalplere vesvese ve şüphe düşürüp duran' vesvesecinin şerrinden;

Ki o, insanların göğüslerine vesvese verir (içlerine kuşku, kuruntu fısıldar);

Gerek cinlerden,gerek insanlardan olan bütün vesvesecilerin şerrinden Allah'a sığınırım!" (Nas Suresi)


Ey semavatın Rabbi!

Ey maşrıkın ve mağribin Rabbi!

Ey yüce arşın Rabbi! Ey bütün mahlûkatın Rabbi! Ey benim Rabb'im!

Sen Rabb'sın! En büyük terbiye edici Sensin Rabb'im! Rabb'im! Münkerden alıkoyan Namazla terbiye et ruhumu benim! Nefisleri terbiye eden Oruçla terbiye et Rabb Adınla beni! Sırf Senin rızan için kılanlardan Namazını; Ve Orucunu sırf Senin rızan için tutanlardan eyle beni Rabb Adınla Rabb'im!


Bir kapı aralanacak bir sabah belki;

Belki buğulu aynalarda kaybolacak yüzüm bir sabah.

Uçsuz bucaksız çöle bütün pırıltısını seren bir güneş gibi belki; Bir nur doğacak penceremden. Esrarlı bir âleme doğru çıkarken son yolculuğumda, Belki korkacağım! Ve toprağa konulurken bedenim bir gün; Orada, Yalnız olmadığımı anlayacağım! İşte o gün Rabb'im;

İşte o gün; Tek başıma,

Yapayalnız Gelirken Senin Kapına;

Meleklerin "Rabbin kim?" diye sorduğunda; Bütün ruhumla Rabb'im;

Bütün ruhumla "ALLAH" dememi nasip et bana!

Âmin! Âmin! Âmin!

V'el hamdülillahi Rabbil Âlemin!

Zül Celal-i Vel İkram


Zü'l-Celâli ve'l İkrâm:

Allah, (azze ve celle) Celâl, Azamet, Şeref, Kemâl Fazl-ı Kerem ve İkrâm Sahibidir. Her şeyin önünde boyun eğdiği yüce Varlıktır ki O, bütün varlıklarına her an türlü türlü ikramlarda bulunur. Celâl ve ululuk sahibidir. İkram ve ihsan edicidir. Hürmet ve saygıya yegâne lâyık ve tüm büyüklüklere sahip olandır. Celâl; büyüklük, ululuk manasınadır. Büyüklük alâmeti olan ne kadar kemâlât varsa hepsi Allah'a (azze ve celle) mahsustur. Mahlûkattaki kemâlât, O'nun kemâlinin zayıf bir gölgesi ve işaretidir. Mahlûkat üzerine akıp taşmakta olan sayıya gelmez, sınır kabul etmez nimetler hep O'nun ihsanı ve ikramıdır. O nimetlerin zerresinde olsun hiç kimsenin hakkı yoktur
...
"Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin Adı yücelerden yücedir."
(Rahman Suresi 78. Âyet Meali)

Ey bütün nimetlerin Sahibi olan Allah'ım!
Ey gerçek ihsan sahibi olan Allah'ım!
Ey gerçek fazl-ı kerem sahibi olan Allah'ım!
Ey gerçek âzamet Sahibi!
Ey gerçek ikram Sahibi!
Ey Zü'l Celal-i Ve'l İkram!
Ey Allah!
...
İhsanının ve ikramının sonu yoktur Allah'ım!
Sınırsız ve sonsuzdur nimetlerin!
Celal ve İkram Sahibisin Sen!
Sofran açıktır her an!
Müminde kâfir de rızıklanır bu sofradan!
İkramın dostlarınadır ancak, ey Zü'l Celal-i Ve'l İkram!
Sonsuz ihsanından ve ikramından bizi de nasipdar eyle!
Ya Ya Z'ül Celal-i Ve'l İkram!
Ya Allah!
Kerem ve ihsan Sahibisin Sen!
Bütün Azamet ve ikramlar Sana aittir!
Nimetini herkese, ikramını dostlarına Sunarsın!
Ya Z'ül Celal-i Ve'l İkram!
Ya Allah!
Dostun kıl bizi!
İhsanının ve ikramını esirgeme bizden!
...
Kayıp bir koru içinde yolunu şaşırmış bir serçe gibiyiz şimdi,
İhsanına muhtacız Allah'ım!
İkramına muhtacız!
"Nefsin arzuladığı her şey"i Sunduğun Cennetine al bizi Rabb'im!
İkramınla bizi altından ırmaklar akan Cennetine al!
"Yapılan ikramın son derece ihtişamlı olduğu" Cennetine al bizi Rabb'im!
"Yemişleri ve gölgelikleri sürekli olan" Cennetini ikram eyle bize!
Bize Allah'ım;
Cennetine girecek ameller yapmamızı nasip eyle!
Ne kadar günahkâr olsak da;
Tevbe edecek güç ver bize Rabb'im!
Tevbemizi kabul eyle Dergâhında!
Z'ül Celal-i Ve'l İkram Adının hürmetine ya Rab!
İkramını ve ihsanının esirgeme bizden!
Bizden rahmetini esirgeme!
...
"Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır."
(RahmanSuresi 27. Âyet Meali)
...
Ey âzamet ve İkram sahibi!
Ey Z'ül Celal-i Ve'l İkram!
En bahtsız günümüzde sabr-ı cemil ikram eyle bize!
Ve ikram eyle Yüce Adının güzelliğini kalbimize!
İkram ettiğin gibi ilmi Ali'ye; (r.a)
Bize de Seni bilecek ilim ikram eyle!
Ebubekir'e (r.a) cömertlik ikram ettiğin gibi Allah'ım!
Cömertlik ikram eyle bize de!
Z'ül Celal-i Ve'l İkram Adınla Rabb'im!
Ömer'in (r.a) etrafa haşyet salan imanından ikram eyle!
Ve Osman'ın (r.a) edebinden ikram eyle bize;
Ya Z'ül Celal-i Ve'l İkram!
Müeddep kullarından eyle bizi!
...
Resulullah'ın (sallALLAHu aleyhi ve sellem) diliyle şahitlik ederim şimdi Sana.
"Allahumme ente's Selâmu ve minke's Selâmu tebârekte yâ Zü'l Celâli Ve'l İkrâm!"
"Ey Allah'ım!
"Sen Selamsın ve Selam Sendendir!. Sen yücesin! Ey Celal ve İkram Sahibi!"
...
Dostluğuna muhtacız Allah'ım!
Senin Kapına gelen boş dönmez!
Mahrum edilmez senin Kapına gelen!
Bize dostluğunu bahşet!
İhsanını bahşet bize Allah'ım!
Z'ül Celal-i Ve'l İkram Adınının hürmetine;
İkramda bulun bize ‘o dehşetli gün' de.
‘O dehşetli gün'de Allah'ım!
‘Arşın gölgesinde gölgelenenlerden' eyle bizi!
Âmin! Âmin! Âmin!
V'el Hamdülillahi Rabbi'l Âlemin!
Related Posts with Thumbnails