Her canlıya azığını verecek güçte olan yalnız O’dur.
İşleri düzene koyan, idare eden ve koruyandır O.
Bu mânaya göre Mukît, Rezzak mânasınadır; Allah(azze ve celle) her varlığa varlığını devam ettirecek kadar azık ulaştırır. Kimi varlıkların rızkını yiyeceklerden, kimilerininkini zikir ve ibadetten, kimilerininkini de ilahi keşif ve müşahedeler türünden Yaratmıştır Allah(azze ve celle).
****
“Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe yönelip (istiva edip) de onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, her şeyi hakkıyla bilendir.” (Bakara Suresi 29. Âyet Meali)
Ey Sahib-i Zaman!
Ey her şeye Sahip Muktedir!
Ey yarattıklarına ihtiyacı olanı takdir Eden!
Ey Mukît!
Ey Allah!
Ey rızkını havayla, suyla Gönderen!
Ey güneşle gönderen rızkını!
Ey rızkını rüzgârlarla, yağmurlarla Gönderen!
Ey rızkını toprağın kalbinden çıkarıp armağan Eden!
Ey rızıkları âdilane taksim Eden!
Ey Mukît
Ey emrine ram olduğum Allah!
****
“Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır.” (Zariyat Suresi 58. Âyet Meali)
****
Yerde ve gökte ne varsa hepsini Yaratan Sensin Rabb’im!
Yedi kat göğü düzenleyen Sensin!
Sen tek Yaratan ve tek Mukîtsin!
Her şeyin rızkını veren yalnız Sensin Rabb’im!
Yeri ve göğü ayakta tutan Sensin Kudretinle!
Takdir Senindir!
Akıl almaz nice işi düzene koyan Sensin Mukît Adınla Rabb’im !
Rabb’im!
Mukît Adınla bize hayırlı rızıklar takdir et!
Kalbimizin rızkını ver Mukît Adınla!
****
Ey koruyan ve esirgeyen Allah’ım!
Ey rızık veren Allah’ım!
Ey yegâne ihtiyaç giderici olan Allah’ım!
Ey ezeli ve ebedi ilim Sahibi!
Ey Mukît!
Ey emrine ram olduğum Allah!
****
Dönüp duran bu muhteşem kâinatta;
Düzenin ve idarenin yegâne Sahibi Sensin Allah’ım!
İhtiyacı her ne ise Yarattıklarının;
İhtiyacını Gönderen onlara Sensin!
Her canlının azığını verecek yegâne güç Sendedir!
Kendi düzeni, tedbiri, hikmeti gereğince;
Dilediği şekilde rızkı Dağıtan Sensin!
Kimin neye ihtiyacı varsa Gönderensin Sen Allah’ım!
Ruhumuzun rızkı da Senin Elindedir!
Senin Elindedir kalbimizin rızkı!
Hamd ve şükür rızkını;
Güneşin en parlak ışıklarını yaydığı gibi,
Yay kalbimize Mukît Adınla!
Kalbimizi genişlet Zikrinle Allah’ım!
Bize bir inşirah ver Mukît Adınla!
Sırra vâkıf olanların rızkıyla rızıklandır ruhumuzu!
Ruhumuzu Senin rızkına lâyık olacak şekilde temizle Allah’ım!
Mukît Adının hakkı için Allah’ım;
Bizi nimetlendir!
Gücümüzün yettiğince;
Yakın uzak demeden,
Bütün muhtaçlara ulaşmamızı nasip et Mukît Adınla!
****
Söğüt gölgesinde dinlenen yorgun bir ihtiyar gördüm;
Seni anlattı yavaşça.
Mukît Adınla Rabb’im,
Kaç bahara, kaç yaza ulaştığını anlattı bana.
Sonra toprağa baktı dalgın dalgın;
Gülümsediğini gördüm.
Toprak da gülümsedi sanki onunla;
“O’dur topraktan Yaratan insanı!
O’dur rızkı topraktan çıkaran!
Sonsuz Hikmetiyle;
Tohuma can veren O’dur!
Esrarlı bir hikayedir bu” dedi sonra;
“Yaşadıkça göreceksin!”
Bir parça toprak aldı yerden avuçlarına;
“Bak!” dedi.
“Toprak ağlar her sonbaharda kuruyan dallara bakınca.
Dallar ‘Ağlama! Ölmeyeceğim!” der toprağa.
‘Senden gelmiştim; hatırlasana!
Yine sende dirileceğim.’
Mukît Adıyla, her bahar dalları yeşerten;
Her bahar ayrılıklara son veren Allah,
Bizi de rızıklandırır Mukît Adıyla!
Duam odur ki; bu son demde, bu son zamanda;
Mukît Adı Rabb’imin
Tecelli etsin benim için Ebedi yurdunda da!”
İhtiyar ağlıyordu.
Teslim olmuş o kalbin gözyaşları toprağa akıyordu.
***
Rabb’im!
Son nefesime kadar, Mukît Adını bana da unutturma!
Son nefesimi verince Rabb’im;
Kavuştuğum an Sana,
Beni de ne olur Mukît Adınla karşıla!
Ruhumu rızıklandırdığın gibi ömrüm boyunca,
Ne olur son yolculuğumda da,
Beni yalnız,
Beni rızıksız,
Beni Sensiz Bırakma!
Âmin! Âmin! Âmin!
V’el hamdülillahi Rabb’il Âlemin!