ALLAHU EKBER!
Allah’ın (azze ve celle) Hiçbir aklın büyüklüğünü kavrayamayacağı kadar Büyük olan ve Kendisinden daha büyük hiçbir şeyin olmayacağı bilinen adıdır Kebir.
Aziz ve Celil Olan Allah’ın büyüklükte benzeri yoktur.
O, Kibriya Sahibidir.
Varlığının kemaline hiçbir sınır yoktur.
Bütün Büyüklükler Allah’a (azze ve celle) mahsustur.
Aziz ve Celil Olan Allah her şeyden Yücedir. Kainatın her ber zerresini hüküm ve kudretiyle idare Eden ve her şeyi Hükmü altına Alandır Allah. (azze ve celle)
Allah (azze ve celle) İlmiyle, Kudretiyle, Sanatıyla, Nimetleriyle her şeyden Büyüktür ve bütün bunların tek Sahibidir.
“Allah O’dur ki, O’ndan başka ilah yoktur. Mutlak Hâkim, Kutsal, Kurtuluşun Tek Kaynağı, İman Bağışlayan, Doğru ile Yanlışın Tek Belirleyicisi, Üstün, Eğriyi Düzeltip Doğruyu İhya Eden, Bütün İhtişamın Sahibi! Şanı Yüce Olan Allah her şeyden münezzehtir. O, Allah’tır; Yaratıcı, Bütün Özlere ve Görüntülere Şekil Veren Yapıcı! Bütün mükemmellik vasıfları yalnız O’nundur. Göklerde ve yerde olan her şey O’nun sınırsız şanını yüceltir. Çünkü yalnız O’dur kudret ve hikmet Sahibi Olan.” (Haşr Suresi 22–23-24. Âyet Meali)
*****
“Yedi kat göklerin Rabbi, azametli Arş'ın Rabbi kimdir? Diye sor!” (Müminun Suresi 86. Âyet Meali)
Ey yedi kat göklerin Rabbi!
Ey azametli arşın Rabbi!
Ey akıllara durgunluk veren Büyüklüğün Sahibi!
Ey yücelikte eşi benzeri Olmayan!
Ey dağların ve denizlerin Sahibi!
Ey hilalin ve güneşin Sahibi!
Ey yıldızlı semanın sahibi!
Ey altından ırmaklar akan Adn Cennetlerinin Sahibi!
Ey İlminde;
Sanatında;
Kudretinde;
Nimetinde
Sınır Olmayan Rabb’im!
Ey bütün hikmetlerin Sahibi!
Ey en Mukaddes!
Ey Kebir!
Ey en Yüce dostum!
Ey Allah!
*******
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki; “Allah azze ve celle buyuruyor: ‘İzzet Benim örtüm, Kibriya da örtümün vakardır. Öyle ise kim bundan Benimle çekişirse ona azap Ederim.’”
******
Rabb’im!
Şu koskoca dedikleri küçük dünyadan yüzümü çevir benim!
Kalbimi çevir şu yalan dünyadan!
Nezdinde bir sinek kanadı kadar kıymeti olmayan dünyadan benim kalbimi çevir!
Büyüklenip böbürlenenlerden eyleme beni!
Cennete gireceğini Müjdelediğin cana yakınlardan;
Hoşgörülü olanlardan;
Nefsine kıymet vermeyenlerden;
Mütevazı olanlardan eyle beni Rabb’im!
Rabb’im!
Tevazudan neşet eden şerefi;
Takvadan neşet eden izzeti;
Kanaatten neşet eden hürriyeti niyaz ederim Kebir Adınla Senden!
Senden tam tevazu niyaz ederim Rabb’im Kebir Adınla!
*******
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki; “Kalbinde zerre miktarı kibir olan Cennete giremez.”
“Kibir hakkı beğenmemek, insanları küçük görmek ve onları aldatmaktır.”
*****
Ya Kebir!
Ya Sahibim!
Ya Allah!
Sen ki Senin için tevazu gösterenleri yüceltirsin ancak iki cihanda;
Senin için tevazu gösterenlerden eyle beni!
Resulullah’ın (Sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiklerine boyun eğenlerden eyle!
Kalp gözüme bir nur ver Rabb’im!
Hakla bâtılı ayırt edecek, kurtuluşa erdiren bir basiret nasip eyle!
Senin nişan ve delillerine çevirmemi nasip eyle bütün nazarımı!
Rabb’im!
Hevamdan vazgeçmemi nasip eyle Hakkın için!
İman, teslim ve inkıyatla,
Kalpten kabul etmemi nasip eyle delillerini!
“O, görüleni de görülmeyeni de Bilir; çok Büyüktür, her şeyden Yücedir.” (Rad Suresi 9. Âyet Meali)
Rabb’im!
Keremin;
Cömertliğin,
Birr’in;
İhsanın
Ve Lütfunla
Bunca nimet bahşetmişken bana;
Ve bütün bunların Sahibi Senken
Verdiklerinle Sana yaklaşmamı isterken Sen;
Beni kurtuluşa erdirmek isterken,
Nasıl büyüklenirim Rabb’im Yüceliğin karşısında?
Nasıl bir şeyin sahibi sanarım kendimi?
Aklım idrak edemese de Büyüklüğünü Senin;
Büyüklüğünü hiçbir şekilde tahayyül edemesem de;
Kalbim Sana teslim Rabb’im!
Ruhum Sana teslim!
Sen ki “Ol!” Dediğin için ben varım;
O zaman Senin için ben varım!
Bu aciz varlığım Senin için var!
*******
“ Çünkü Allah, gerçeğin ta kendisidir. O'ndan başka çağırdıklarınız hep batıldır. Ve gerçekten, Allah, tek yüksek, tek büyük olan O'dur.” (Lokman Suresi 30. Âyet Meali)
*******
Üzerimde akıl almayacak kadar çok nimetinin hakkı varken Rabb’im!
Ve ben eda edemesem de şükrünü Nimetlerinin;
Ve benim Senin üzerinde hiçbir hakkım yokken,
Senin o Büyük Kebir Adına sığınıp;
Günahları affeden eden Gaffar Adına sığınıp Senin;
Günahları örten Settar Adına sığınıp;
Merhamet eden Rahman Adına sığınıp;
Lütfeden Latif Adına sığınıp,
Tüm güzellikleri Zâtında Toplayan Allah Adına sığınıp
Cennetini isterim Senden!
Israrla Cennetini isterim Rabb’im!
Rabb’im!
Kebir Adının hakkı için,
İhtişamlı Yüceliğinle
Ve Vakarınla
Bizi ateşin azabından koru!
Ve bizi Cennetine al Rabb’im!
Âmin! Âmin! Âmin!
V’el hamdülillahi Rabbi’l âlemin!
“Hayır, onların (o inkârcıların) kalpleri bu hususta cehâlet içindedir. Ayrıca onların bundan (bu şirk ve inkârcılıklarından) öte birtakım (kötü) işleri vardır ki, onlar bu işleri yapar dururlar.
En nihayet, refah ve bolluk içinde olanlarını sıkıntıya (veya azaba) uğrattığımızda, bakarsın ki onlar feryadı basarlar.
Boşuna sızlanmayın bugün! Zira bizden yardım göremeyeceksiniz.
Çünkü âyetlerim size okunurdu da, siz, buna karşı kibirlenerek arkanızı döner, geceleyin hezeyanlar savururdunuz.
Onlar bu sözü (Kur'an'ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
Yoksa Peygamberlerini henüz tanımadılar da bu yüzden mi onu inkâr ediyorlar.
Yoksa onda bir cinnet olduğunu mu söylüyorlar? Hayır; o, kendilerine hakkı getirmiştir. Onların çoğu ise haktan hoşlanmamaktadırlar.
Eğer hak, onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı, mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunanlar bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şan ve şereflerini getirdik; fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirdiler.
(Resûlüm!) Yoksa sen onlardan bir karşılık mı istiyorsun? Rabbinin vereceği daha hayırlıdır. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
Ahirete inanmayanlar ise, ısrarla yoldan çıkmaktadırlar.” (Müminun Suresi 63-74 Âyet Meali)