EL-HADÎ

Hidâyet eden; gerçeğe yönlendiren; gerçeği görmeyi sağlayan; doğru yolu gösteren; hidayeti Yaratan; istediğini iyi işlerde başarıya ulaştıran, kullarına doğru yolu gösterendir Hâdi Olan Allah. (azze ve celle)

Allah, (azze ve celle) Hâdî Adıyla, İstediği kulunu hayırlı ve kârlı yollara muvaffak kılan, muradına erdiren, her yarattığına, neye ihtiyacı varsa, ne yapması gerekiyorsa onu öğretendir.


Hidâyet; Allah’ın (azze ve celle) lütuf ve keremiyle kullarına, sonu hayır ve saadet olacak isteklerin yollarını göstermesi veya o yola götürüp muradına erdirmesi demektir. Sadece hayır yolunu ve sebeplerini göstermeğe irşâd; neticeye erinceye kadar o yolda yürütmeye de tevfîk denir.


Hidâyetin karşılığı dalâlettir. Dalâlet, doğru yoldan bile bile veya iğfale kapılarak sapmak demektir. Hidâyetin neticesi îman, dalâletin neticesi îmansızlık ve küfürdür...

“Beni yaratan ve bana hidayet veren O’dur”

(Şuara Suresi 78. Âyet Meali)

Ey Din Gün’ünün Sahibi!

Ey müjdeci Elçilerin Sahibi!

Ey Sırat-ı Mustakim’in Sahibi!

Ey Hâdî! Ey Allah!

Bizi Yaratan ve bizi Sırat-ı Müstakim’e ulaştıran Sensin Allah’ım! Sensin bizi en doğru yola Ulaştıran!

Hidayet veren yalnız Sensin Rabb’im!

Hidayet ver bize!

Ruhumuza hidayetinin Nûrundan Nûr kat!

Bizi hidayete erdir Allah’ım Hâdi Adınla!

“Rabbim gerçekten beni doğru yola iletti, dimdik duran bir dine, başka dinlerden sıyrılıp yalnız hakka yönelen İbrahim’in tertemiz dinine iletti. O, ortak koşanlardan olmadı.”

(En’am Suresi 161. Âyet Meali)

Ey Din Gün’ünün Sahibi!

Ey en Aziz Dost! Ey Hayy! Ey Kayyum! Ey Hâdî! Ey Allah!

Hidayet Sendendir Rabb’im!

Bütün hamdler Sanadır!

İbrahim’i (a.s) ulaştırdığın gibi tertemiz Dinine;

Dimdik ayakta duran Dinine ulaştırdığın gibi İbrahim’i (a.s);

Bizi de ulaştır dimdik Dinine!

Dininin hâdimi olmamızı nasip eyle! Sırat-ı Müstakim’e talibiz Ya Rab! Senin izzetli ve şerefli yoluna talibiz!

Hâdi Adınla bizi, izzet ve şeref sahibi yap!

Hidayete ulaşanlardan olmamızı nasip et bizim Hâdî Adınla! Hidayet verdiklerinin zümresine kat bizi!

Bizi; Sadaka verenlerin;

İlim öğrenenlerin;

İhsanda bulunanların;

Hidayete erenlerin arasına kat Rabb’im!

“Biz sana onların başından geçenleri gerçek olarak anlatıyoruz. Hakikaten onlar, Rablerine inanmış gençlerdi. Biz de onların hidayetini arttırdık.”

(Kehf Suresi 13. Âyet Meali)


Ey Allah’ım! Ey Mennan!

Ey Veliyy! Ey Hâdî!

Rablerine inanıp iman etmiş gençler çıkar aramızdan!

Sana inanıp iman etmiş gençleri koru Rabb’im Selâm Adınla!

Hâdî Adınla hidayet ver oğullarımıza ve kızlarımıza!

Hâdî Adınla hidayetlerini artır onların Rabb’im!

Onları Sana; Seni onlara dost kıl Veliyy Adınla! Ashab_ı Kehf’i koruduğun gibi tıpkı; Oğullarımızı ve kızlarımızı;

Koru Rabb’im Selâm Adınla!

Hâdi Adınla; oğullarımıza ve kızlarımıza hidayet et!

Hidayeti kolaylaştır onlara Rabb’im, Hâdi Adınla.


“Allah kime hidayet verirse, işte doğru yolu bulan odur; kimi de hidayetten uzak tutarsa, artık onlara, Allah’tan başka dostlar bulamazsın. Kıyamet gününde onları kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzükoyun haşrederiz. Onların varacağı ve kalacağı yer cehennemdir ki, ateşi yavaşladıkça onun alevini artırırız.”
(İsra Suresi 97. Âyet Meali)

Sen ilmi mükemmel olan Alîm;

Kudreti Kâmil olan Kâdir’sin!

Sen Hâdî’sin Allah’ım!

Senden başka hidayet veren yoktur! Kıyamet Günü Rabb’im;

Bizi kör, sağır ve yüzükoyun bırakma! Tut ellerimizden Allah’ım! Ellerimizden tut!

Hâdî Adınla çıkar bizi aydınlıklara! Hidayet bahşettiğin kullarının diliyle dua ederim şimdi Sana: “Ey Allah’ım!

Hamd Sana mahsustur, Senden başka İlah yoktur, Sen Mennan’sın, çok Lütfedensin, yerin ve semaların Yaratıcısı, İkram ve Celal Sahibi Sensin. Bütün bunlarla Senden isterim.

Ey diri ve kendi kendine var olan Allah’ım!”

Ve Resulullah’ın (SallALLAH u Aleyhi ve Sellem) diliyle dua ederim şimdi Allah’ım:

“”Yâ Rab! Bana yardım et. Benim aleyhime yardımcı olma. Bana yardım et. Benim aleyhime yardım etme. Bana hidayet et. Başkalarının bana karşı tuzaklarını, kuranların başına geçir ve hidayete bana kolaylaştır. Bana zulmedene karşı, bana yardım et.

Yâ Rab! Beni sana çok şükreden, Seni çok zikreden, Senden çok korkan, Sana boyun eğen ve Senin karşında titreyen, çok dua eden, Sana dönen kimse eyle!

Yâ Rab! Tevbemi kabul et, günahımı yıka. Duamı kabul et, dilimi sağlam kıl. Kalbime hidayet et. Dilimi doğruluğa muvaffak kıl. Kalbimin kinini kolaylıkla çıkar.”

“Kesinlikle doğru yolu göstermek Bize aittir.”

( Leyl Suresi 12. Âyet Meali)

Hâdî Adınla mesrur olsun bugün gönlüm. Gönlüme de ruhuma da sekinet indir Hâdî Adınla bugün Allah’ım! Bir yaz akşamında belki; İbrahim’in (a.s) arayışı gibi bakıp dururken yıldızlara;

Belki esrarlı bir gecede;

Bir Kamer aydınlığında;

Ellerim semaya açılmışken;

Ve son duamı ederken belki de bilmeden; Kalbimde Hidayetinin nuru; Kalbimde tevbe;

Kalbimde Sana güvenle;

Sana imanla kalbimde Rabb’im!

İşte o an al beni Hâdî Adınla Yanına! Ve bir mayıs kelebeği gibi Haşyetinden titrerken ruhum; Ne olur Rabb’im!

Beni Selâm Adınla Selâmla!

Âmin! Âmin! Âmin!

V’el Hamdülillahi Rabbi’l Âlemin!